Bir köpek sahibi olmak dünyanın en güzel duygusudur bana göre.. Kimisi köpekler kimliğimizi yansıtır der, köpek sahibine benzer der.. Hepsi yanlıştır.. Biz köpeğin bize benzemesini isteriz.. O yüzden kişilik problemleri yaşayan, kendini zayıf bulan bazı insanlar saldırgan köpek alıp “ben vahşiyim, havalıyım, yaklaşmayın ısırırım” der, kimisi de “golden veya pomeranian almalıyım tüm kızlar tatlı buluyor” deyip tüm gün ilgi toplayabilmek için kalabalık caddelerde gezerler..
Hepimiz böyle değiliz elbette, ama genel istatistiklere baktığımız zaman, çevremizdeki örneklere baktığımız zaman üzülerek bu tabloyu görüyoruz.
Köpek Sahiplenmeyi Düşünüyorsanız Yazdıklarımı Dikkatlice Okumanızı Tavsiye Ederim..
Köpek Almadan Önce Yapılması ve Alınması Gerekenler
Peki köpek sahiplenmeden önce ne yapmalıyız? Neye göre karar vermeliyiz? Öncelikle kendinizi tanıyın, özellikle de bir IRK seçimi yapmadan önce kendinize bakın, sürekli hareketli olan, bolca yürüyüşler yapan ve gezmeyi seven bir-imisiniz? Eğer değilseniz köpek almayın. Kuşlar uçar, balıklar yüzer, köpekler de koşar.. Köpek almak büyük sorumluluk ister, bahanesi olmayan,”bugün keyfim yok dışarıya çıkamam” bahanesini asla kabul etmeyen bir şeydir.
Peki bu kriterleri kabul ediyorum, sürekli yürüyüşler ve dışarıda spor aktivitelerini yapmayı seviyorum, sorumluluk konusunda hiç bir sıkıntım yok bir sonraki aşama köpek seçmek.
Bu Tip Durumlarda Ne Yapılmalıdır?
Benim birinci tercihim barınaklara gitmeniz olacaktır. Türkiye Hayvan Koruma Derneği Başkanı ile yaptığım görüşmede bana Türkiye’de 700.000 sahipsiz köpek olduğunu ve bunların 300.000 sokağa terk edilen sahipli köpeklerden oluştuğu konusunda bir bilgi vermişti.
PetShoplar köpek alımları için en kötü ve en canı yerlerdir. Dişi köpekleri ilk çiftleştirme döneminde (6-11 ay arası) çiftleştirip, daha dişi köpek gelişimini bitiremeden onu neredeyse sakat bırakacak canice bir yöntemle çiftleştirip, doğan yavruların bilinçsiz ve daha annelik duygusunu öğrenmemiş annenin %30’u ilk haftada ölür, fakat petshop’un aldığı ücret de cebinde kalır.. Her neyse devam edersek, barınaklara gidin, sakin ve heyecanlı bir moral yapısında olmamanız gerekmektedir.
Köpeklerin yanına yaklaşıp kendinize göre vereceğim tabloya bakarak köpek seçmeye çalışınız.
- Günde 1-2 saat kadar dışarıda zaman geçirebilirim diyorsanız “Düşük enerjili“
- Günde 2-3 saat kadar dışarıda zaman geçirebilirim diyorsanız “Orta enerjili”
- Günde 3 saat kadar dışarıda zaman geçirebilirim diyorsanız “Yüksek enerjili”
Köpeğimin Enerjisi Saate Göre Nasıl Belirlenir?
Köpeklerin enerji seviyesi var, böyle bir örnek vereyim, evinde sürekli havlayan yerinde duramayan bir köpek yüksek enerjiye sahiptir. 1 saat yürüyüş ona yeterli gelmediği için, üstündeki tüm enerjiyi harcayamadığı için eve gelip duyduğu her ses havlaması kadar normal bir şey yok.
Evin her yerini parçalayan, tüm eşyaları kemiren köpek de aynı şekilde dışarıda yeterince enerjisini atamadığından dolayı evde bu davranışları sergilemektedir. Bu yüzden köpek almadan önce gidip aralarından en tatlısını almaktansa önce kendinize eşdeğer enerjiye sahip olan köpeği seçmeniz en doğru karardır.
Peki bunu nasıl deneyebiliriz?
Basit, köpeklerin yanına yaklaşın, Yüksek enerjiye sahip köpekler daima en öndedir. Kuyruğu deli gibi sallanıp sürekli bacaklarınızın çevresindedir, Orta enerjiye sahip köpekler bir adım geridedir, olan biteni biraz daha geriden takip edip çok hareketli yerinde duramayan cinsten değildir.
Biraz daha sakin olup daha yavaş hareket ederler. Gözle görülecek derecede fark her zaman vardır. Alacağınız 3 aylık veya 3 yaşında tüm köpekler aynı tür davranışı sergileyecektir emin olun.
Düşük enerjiye sahip köpekler de hepsinin aksine sizden en az 5 metre uzağınızda genelde bakışlarıyla sizi takip eden köpeklerdir. Daha sakin bir yapıda olup onu aldığınız zaman evin içerisinde size daha çok uyum sağlayabilecektir ilk başlarda.
Köpek Cinslerine Göre Enerji Durumları
Aslında yok denilecek kadar azdır. Bazı köpekler ırk kişiliklerinden dolayı genelde düşük enerjiye sahip oluyorlar ama %99 denilecek kadar yüksek bir oranda köpekler 3 bazen de hiperaktivite’yi de katarsak 4 derecede enerjiye bölünüyorlar.
Barınaktan Köpek Alınır mı? Nelere Dikkat Edilmelidir?
Onu hemen arabanın içine atıp eve götürmeyin. Önce birbirinizi tanımanız gerekmekte. Köpeğinizle özellikle yalnız olmanızı öneriyorum uzun bir yürüyüş yapın. Bu 1 saat sürsün en az. Hatta eve yürüyerek gidin ve daha sakin yolları tercih edin. Kalabalıktan kaçın unutmayın bu sizin birbirinizi tanıma yürüyüşüdür.
Eve geldik gelir gelmez ortalığı mahvetti 1 saat evden çıktım ve ev savaş alanı ne yapılmalı?
Demek ki kurallar koymadınız, köpeğinizin hiç bir suçu yok, evin kurallarını koymanız gerekmekte, bunu da öncelikle köpeği tasmalı bir şekilde alıp evin içerisinde gezin.
Her tarafta farklı kokular olacağından size odaklanması neredeyse imkansız olacaktır, bu yüzden köpeğinize biraz müsaade verin ama fazla taviz ve rahatlık vermeden. Mutlaka ve mutlaka girilmemesi gereken yerler belirleyin. Mutfak, Yatak odaları, Lavabo gibi..
Köpeğinizi bir süre izleyin, dokunmaması gereken özel eşyaları hemen kaldırmayın. Önce bir bakın davranışlarına.. Hangi eşyaya yöneldiğini. Unutmayın ki köpeğinize neyin yasak ve neyin yanlış olduğunu öğretmediğimiz sürece ve patronun siz olduğunuzu kanıtlamadığımız sürece sizi asla dinlemeyecek ve her şeyi parçalayıp dağıtma eyleminde bulunacaktır.
Girilmemesi gereken yerlere girmemesi için nasıl kural verebilirim?
Tasmayı bağlayıp yatak odasının önüne gelin ve durun. Halatı yere bırakıp bir adım odanıza girin. Köpeğiniz de sizi takip ettiği için tam gireceği zaman “ŞŞŞT” diye uyarıcı bir ses verirseniz köpeğinizi kısa vadeli bir şoka sokarsınız ve tedirgin bir şekilde bir adım atıp içeriye girmeye çalışacaktır. Burada genelde yanlış yapılan nokta ona “hayır, girme, yasak, dışarı” diye bağırıp köpeğinizi panik içine sokmaktır.
Ben köpek eğitime inanan biri değilim. Bana göre hayır yapma etme girme gelme gitme gibi komutlar köpeği robotlaştıran, evcilleştirme ötesinde onu kendi doğasından uzaklaştıran saçma ve gereksiz komutlardır.
Bir “şşşt” sesi ile köpeğinize 100 tane komuta eş değer ne zaman neyi yapıp yapmaması gerektiğini öğretebilirsiniz. Unutmayın ki onlar köpektir, insan değiller. Onlara biz konuşmayız, onlara bizden öğrenmez, onlar zaten biliyor..
Köpeğime sürekli seviyorum doğru mu?
Yanlıştır, köpekler sevgiye muhtaç değildir, biz onları sevmek istiyoruz. Tabi ki hiç birimiz bu zevkten vazgeçemez, köpeğimize sarılmadan öpmeden duramayız ki ben de buna dahilim fakat birkaç konuda sizi bilinçlendirmek istiyorum öncelikle.
Köpeğinizi çok severseniz fazla ve yersiz sevgi onu şımartacak ve istenmeyen davranışları çoğaltacaktır. Köpeğinizi eve gelir gelmez asla sevmeyin. Köpeğinizi sabah uyanırken ve ya uzun bir tatilden sonra asla sevmeyin.
Unutmayın siz patronsunuz. Köpeğinizle aranızda uzun süreli düzenli bir ilişki ve olabildiğince istenmeyen davranışları 0’a indirgemek istiyorsanız bazı konularda katı olmanız şart.
Peki neden eve gelir gelmez sevmemeliyim?
Köpeklerde aslında zaman kavramı yoktur.. 1 saat 10 saat’e eşdeğer de olabilir.. 10 dakika markete çıkıp gelmeniz onlara saatlerce uzun gelebilir. Bu yüzden eve gelir gelmez sizi gördüklerinde heyecanlanırlar, bu heyecan istenmeyen düzeyde yüksek enerji verdiğinden dolayı istenmeye davranışları da doğal olarak beraberinde tetikleyecektir. Üzerinize atlama, ortalığı dağıtma, terliklere saldırma, ayakkabı yeme, montunuzu ısırma, çevrede deli gibi koşup her yeri dağıtma, havlama gibi sayısız sorun teşkil etmekte.
Ne zaman sevmeliyim?
Eve geldiğinizde köpeğinizin enerjisinin azalmasını bekleyin. İlk zamanlarda fazla heyecanlanıp zaman geçtikçe eğer ilgi göstermezseniz o enerjisini azaltıp girdiğiniz zaman yanınıza gelip bir hoş geldin ifadesi verip zararsız bir şekilde sonuçlanacaktır. Giren misafirlerin üstüne atlamamayı böylece daha rahat öğrenecektir.
Mamayı ne zaman vermeliyim?
Hemen hemen herkesin yaptığı bir yanlış vardır. Yürüyüşten sonra eve gelip köpeğe mama kabını doldurup köpeği dolu bir mama kabıyla baş başa bırakmaktır. Yanlış. Köpeklere yemek için her şeyi yapıyor.
Yemek onlara sadece ödül niyetine verilmelidir. Aç bırakın da demiyorum ama köpeğinizin sizinle bağınızı güçlendirmek, sizi lider olarak görmesini istiyorsanız mamayı öyle hemen önüne koymamalısınız.
Yapılması gereken ilk şey mamayı kaba boşaltıp köpeğinizin mama kabının yanına yaklaştırmamaktadır. Böylece yemeğin bir ödül olduğunu öğrenip her gün bu ödül için olabildiğince en üst düzeyde sizi dinleyip yanlışları olabildiğince az yapacaktır.
Mamayı kaba boşaltıp bir adım geriye gidin. Köpeğiniz mama kabına doğru tam yaklaştığı zaman ŞŞT diye onu uyarın. Siz lidersiniz mama kabından uzaklaşmadığınız sürece köpeğiniz o mamayı yememeli.
Onu oturtun, sakin olmasını bekleyin. Sakin oluncaya dek bekleyin. Bu 1 dakika da sürebilir 1 saat da sürebilir.. Her şey sabır işidir. Sakin olduktan sonra mama kabının önünden uzaklaşıp yemeğini yemesini sağlayın. Buna ek olarak, mama yerken size tavsiyem mama kabını önünden almayı deneyin.
Eğer hırlayıp diş gösteriyorsa ona hemen uyarıyı verip onu sakinleştiririz. Bu onun için bir testtir. Ve liderliğe inanın en büyük adımlardan biridir.
Son olarak yürüyüşlerden bahsetmek istiyorum. Bir çoğumuz göğüs tasması kullanıyor buna bir dur demek istiyorum artık. Göğüs tasması sadece kızak ve rehber köpeklerine takılmalıdır. Boyun tasması boğazını sıkar rahat bırakmaz gibi yanlışları veterineriniz söyleyecektir elbette, kimisi doğrusunu bilmediği için söyler, kimisi de daha pahalı olduğu için satmaya çalışır fakat köpeğinizin yaşı başı cinsi ırkı ne olursa olsun boyun tasması takılmalıdır.
Eğer alaska’da bir kızak köpeğiniz olsaydı tamam göğüs tasması takın derdim. Peki neden? Göğüs tasması köpeğinizin göğüsüne bir basınç uyguladığı için doğal olarak çekme ihtiyacı bulacaktır. Siz de bu çekmenin üstesinden gelemeyeceğiniz için köpeğiniz böylece önünüze geçecektir.
Yürüyüşlerimiz en az 45 dakika olmalıdır.. Her 15 dakikada köpeğinize mola hakkı verin ama bunun dışında tuvaletini ve çevreyi koklamasına izin vermeyin. Peki neden? Çevreyi koklayan sürekli her ağacın önünde duran bir köpeğiniz varsa bu köpeğinizin sizin lideriniz olduğunu gösterir. Sizi neredeyse hiç umursamayan kendi rotasında giden ve sizi takipçi olarak bilen köpektir.
Köpeğinize 15 dakikada tuvalet hakkı ve koklama hakkı verirseniz eğer köpeğiniz sizinle yürürken daha sakin ve daha uslu olup, sizi neredeyse hiç çekmeyecektir çünkü liderinin ona mola verme hakkını bekleyecektir.
Yazımı burada sonlandırayım. Gelen sorulara göre yardımcı olmak isterim. Bana ulaşacağınız yer belli 🙂Saygılar sevgiler..